süpermarketler rahat öğleden sonralara örtü samimi akşam yemeğinde yediğimiz insaneti argonun yeni sembolü bir imza günü dikkate alınmayan biricik nüfus sahibi kimse ortaya çıkan pullu mektuplar yüzünden açık sözlü olmak zorunda aşağı yukarı her gün beden dayanır anlık bunaltıcı tahkikata günlük refakatçinin sıkışıklığa benzeyen sabit baskı sergilemesi başlığı altında modası geçmiş rol zahmetli konum hayranlardan uyarlama masumiyet bozulmamış, çürümemiş demek açıkça söylemek kolay anlaşılmaya yetmiyor doğal olarak lütuf gülümseme ortalamanın hasarını lezzetlendiriyor arayı kapatmak için müzikteki ölçüyü kaçıran şiir vadesi dolmuş hakları yağlayarak hakikat avuç içi kadarzoraki temmuz baş üstüne ısmarlanmış düzgün ama asla şaşırtıcı değil sürümlerde insan idaresine bırakılmış.
Buzdokuz 19/ Nergihan Yeşilyurt
*Şiire dair: 53 kelime kumaş parçalarındaki anlamsız gazete kupürlerinden rastgele seçilmiş olup İngilizce olan kelimelerin ikincil ve üçüncül anlamlarında şiir aranmıştır. Buluntuya bir mısra giydirilmiştir.
Malzeme: Rastgele kumaş parçaları, iğne, iplik, suluboya, jel kalem.
Sözlük:
- Supermarket-
- Afternoon-öğleden sonra
- Cozy- rahat, samimi.örtü.
- Dinner-akşam yemeği
- a-bir. argonun sembölü.
- autograph session– imza günü
- keep in mind-unutmamak, aklında tutmak, dikkate almak.
- unique-benzersiz, özgün, biricik.
- in-iç, içeri. Nüfus/iktidar sahibi kimse, nüfus.
- occur-meydana gelmek, vuku bulmak, olmak. Zuhur etmek.
- from-itibaren, yüzünden, nedeniyle, bir başlangıç noktasından.
- frank-Avrupalı. içten, samimi, açık sözlü. mektup (pul) damgalamak, parasız mektup göndermek.
- about-hakkında. Hemen hemen, aşağı yukarı. İlgili. Az çok. Berisinde.
- every day-her gün
- person– kişi, kimse. Sıfat. Beden.
- during-zarfında, süresince. (eski) dayanıklı.
- instant-lahza, anlık, dakik. Acil, derhal.
- overwhelming-ezici, bunaltıcı, kahredici.
- Scrutiny– inceleme, tahkik, oylama yapma.
- Daily-günlük
- Your peers– senin eşin-akranın
- Press-basın, baskı. Sıkışıklık. İzdiham.
- Alike– benzeyen.
- Constant-sabit, durağan.
- Pressure– baskı.
- Performing-sergileme.
- Under-altında
- Played-bitkin, eskimiş, modası geçmiş. –çalınmak.
- Part-parça, kısım, taraf. Rol.
- Exhausting– yorucu, zahmetli, tüketme.
- Where– nerede, yer, konum.
- Fans-hayranlar
- Adapted-uyarlama
- İnnocence-masumiyet, saflık
- Unspoiled-bozulmamış, çürümemiş
- Articulate– belagatli. Açıkça söylemek. Kolay anlaşılan. Telaffuz etmek. Hecelemek.
- Natural-doğal, doğuştan, fıtri. Maddesel.
- Smile-gülümseme, lütuf, onamak, parlamak.
- Average-ortalama, sıradan, vasat. Hasar, zarar.
- Season-mevsim, müddet, zaman. Baharatlandırmak, lezzet vermek. Alıştırmak.
- Come back-geri dönmek, arayı kapatmak, karşılık vermek.
- Numbers-sayılar. Şiir. Müzikte ölçü.
- Due-vadesi dolmuş. Alacak.hak. uygun.
- Grease– makine yağı.
- Right-hak, doğru hakikat. Sağ.
- Palms– palmiyeler
- Forced– zoraki, zorlanmış.
- July– temmuz
- Chief-baş, üst, amir.
- Ordered– ısmarlama. Sıralı. Düzgün. Düzenli.
- İncredible-inanılmaz, akılalmaz, şaşırtıcı.
- Model-kalıp, misal, sürüm.
- Administration-yönetim, uygulama, idare.